AIIA Queensland etkinliğinde konuşan Dr. Christoph Nedopil Wang, Çin’in yeşil enerji teknolojisinde devam eden gelişmelerle birlikte Avustralya’nın bu ülkeyle daha fazla finansal angajman ve işbirliğine hazır olduğunu söyledi.
Sunumunda jeopolitik ve ticaretin yanı sıra Çin’in yenilenebilir enerji teknolojilerine hakim olan beş trend üzerinde durdu. Resimde görülen Dr. Nedopil Wang, Griffith Üniversitesi’nde Ekonomi Profesörü ve Griffith Asya Enstitüsü Direktörüdür. Dünya Bankası da dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda danışman ve araştırmacı olarak çalışmış ve geçen yıl UNDP’nin hazırladığı ‘(Re-)orienting Sovereign Debt to Support Nature in Asia Pacific’ başlıklı raporun başyazarı olmuştur.
Dr. Nedopil Wang konuşması boyunca Çin’in yeşil enerji teknolojilerinin hem yurt içinde hem de yurt dışında elde ettiği başarıyı vurguladı. Bu “Yeşil Geçiş”, Çin’in GSYİH’sinin %5.3 oranında büyümesini sağlayan ilk büyük trend oldu. Bu büyümenin büyük çoğunluğu yeşil teknolojilerde, özellikle de elektrikli araçlar sektöründe gerçekleşti. Buna ek olarak Çin, tüm güneş panellerinin %80’ini üreterek güneş enerjisi sektöründe liderliğini sürdürmektedir. Dr. Nedopil Wang birçok Asya ekonomisinin daha yeşil enerji çözümlerine yöneldiğini belirtti. Bu durumda Çin, özellikle Endonezya, Pakistan, Özbekistan, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelerle milyarlarca dolarlık uluslararası anlaşmalar yapmaya hazırlanıyor. Bu durum, Çin’in bu ülkelerin ulaşım altyapılarına yaptığı yatırımlarla el ele giderek Asya’nın yerel endüstrilerindeki “trilyon dolarlık boşluğu” dolduruyor.
Kuşak ve Yol Girişimi burada uygun bir geçiş oldu ve konuşmanın ikinci odak noktası haline geldi. Çin dış ticaret ve kalkınma programlarını hızlandırmaya devam ediyor. Dr. Nedopil Wang’a göre, özellikle Batı’dan gelen ticari dayatmalardan duyulan korku, “tedarik zincirlerini riskten arındırma” hamlelerini tetikledi. Bu durum, artan üretim maliyetleri ve yurtiçindeki kapasite fazlalığıyla birlikte yabancı yatırım arzusunu artırıyor. Bu tür kararlar Asya’daki ekonomik manzarayı güçlü bir şekilde etkileyecektir.
Kuşak ve Yol Girişimi Çin’in yeni küresel yönetişim modelinin temelini oluşturuyor ve Dr. Nedopil Wang da bu modeli inceledi. Wang’a göre Çin, kendisini Batı’nın kalkınma stratejilerine bir alternatif olarak sunmaya çalışmakta ve kâr yerine altyapıya öncelik vermektedir. Çin kendisini hala “dünyanın en büyük gelişmekte olan ekonomisi” ve dolayısıyla uluslararası bir rol-model olarak görmektedir. Çin, Kuşak ve Yol’un ötesinde AAYB, ŞİÖ ve BRICS örgütlerinde de temel bir rol oynamaktadır. Coğrafi olarak BRICS, bu yıl 1 Ocak’ta katılan Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi yeni üye ülkeler hesaba katılmadığında, dünya kara parçalarının %27’sini ve nüfusunun %42’sini oluşturmaktadır. Çin’in daha fazla uluslararası işbirliği arzusuna rağmen Avustralya bu örgütlerin hiçbirine üye değil. Burada Çin’in ekonomi diplomasisi, Dünya Bankası ve BM’den dışlanmasına ilişkin endişeleri yansıtıyor. Dr. Nedopil Wang, Avustralya’nın diğer birçok Batı ekonomisi gibi işbirliği için gerekli finansman ve becerileri sağlayabilecek konumda olduğunu belirtti. Bu katılım sadece Asya’da değil, küresel ölçekte yeşil enerjiye geçişin sürdürülebilmesi için “elzem” olacaktır. Gerçekten de, yeşil enerji giderek daha büyük pazar paylarına ulaşırken, katılımın reddedilmesi Avustralya ekonomisini büyük bir uluslararası fırsattan mahrum bırakacaktır.
Böyle bir dönüşüm, Çin’in ekonomik işbirliği arzusunun jeopolitik ve ideolojik çekişmelerle sınandığı bir ortamda uluslararası arenada dördüncü noktaya ulaşmasını öne çıkardı. Bu, Çin-Filipinler arasındaki deniz anlaşmazlıklarından kaynaklanan güncellenmiş toprak taleplerine bir yanıt niteliği taşımaktadır. Özellikle Çin’in Hindistan gibi komşularıyla yaşadığı askeri gerilimler, çözümlenmemiş toprak egemenliği endişelerini temsil etmektedir. Dr. Nedopil Wang, ABD’nin Tayvan’a yönelik yaptırımları ve agresif saldırılarının, “güvensizlik ve iletişim eksikliğinin arttığı bir dönemi işaret ettiğini” ifade etti. Çin’in Asya genelinde liman ve demiryolu satın alımları, kara tabanlı tedarik zincirinin güçlendirilmesine ve lojistik zayıflıklarının giderilmesine hizmet etmektedir.
Kuşak ve Yol Girişimi tartışmasının ardından sunumunun beşinci ve son odak noktası Çin’in Asya’daki kredileri oldu. Batılı yönetimlerce “borç diplomasisi” olarak eleştirilse de Dr. Nedopil Wang, bunun Çin’in yatırım stratejisinin “çürütülmüş” bir analizi olduğunu ve diğer yatırımcılar gibi ulus devletin maliyetlerini dengelemeye çalıştığını ifade etti.
Yaklaşan ABD seçimleri ışığında, bir dinleyici dünyanın “Washington konsensüsü”nün sona erip “Pekin konsensüsü”nün başlangıcına mı geldiğini sordu. Dr. Nedopil Wang, Çin’in Dünya Bankası ve IMF’den dışlanma algısı ve Kuşak ve Yol Girişimi’nin başarısını göz önüne alarak, devlet varlıklarının özelleştirilmesi ve piyasanın serbestleştirilmesi çağının sona erdiğini belirtti. Bu tartışmalarda, siyasi ideoloji ile ekonomik mekanizma arasındaki bağlantının önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Dr. Nedopil Wang, BRICS örgütünün başarısının eski ekonomik dünya düzeninin sonunu gösterdiğini vurgulayarak bu perspektife katıldı. Avustralya’nın gelecek politikalarının bu gerçekliğe, özellikle de yeni yeşil enerji alanına uyum sağlaması gerektiğine işaret etti. Bu tabii ki Çin ve ABD arasındaki ticaret çatışmasının değişken doğasının yanı sıra diğer uluslararası faktörlere de bağlı olacaktır. Her ne olursa olsun, Asya genelinde yeşil enerjinin benimsenmesi, Avustralya’nın yatırım yapması gereken önemli bir altyapı projesi olacaktır.
https://www.internationalaffairs.org.au/news-item/green_china_and_sustainable_asia_in_2024/