Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) son 10 yılda yarattığı fırsatlar sadece dünya için değil, Türkiye için de son derece önemlidir. Duyurulduğu günden bu yana geçen sürede Türkiye, projeye ilk katılan ülkelerden biri olmuştur. Bu süreçte iki ülke arasındaki ilişkiler giderek gelişmiştir.
Bu kapsamda Kuşak ve Yol Girişimi Ekonomi ve Kültür Derneği olarak CRI Türk Türkiye Eski Genel Yayın Yönetmeni Kamil Erdoğdu ile BRI’nin 10 yılda gelişimini ve projenin Ankara-Pekin ilişkileri’ne yansımalarını konuştuk.
1. 21. yüzyılın en önemli projelerinden biri olarak görülen Kuşak ve Yol Girişimi bu yıl 10. yılını kutlayacak. Söz konusu proje kıtalararası bir yapıya sahiptir. Geride bıraktığı 10 yıl düşünüldüğünde Kuşak ve Yol Girişimi’ne dair neler söylemek istersiniz?
Çin lideri Xi Jinping’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni ortaya atmasından bu yana 10 yıl geçti. Bu 10 yılda dünya yeni bir ülkeler arası ilişkiler kültürüyle tanıştı. Çin, diğer ülkelere yeni tip iş birliği modeli önerdi. Aslında bu model Çin’in öteden beri savunduğu Barış İçinde Birlikte Yaşam ilkeleri temelinde yükseldi. İlk kez 1953 yılının sonlarında dönemin Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Zhu En Lai tarafından ortaya konan bu ilkeler, karşılıklı olarak egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirinin iç işlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarardır. Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin bu ilkelere günümüzün ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere bazı etik kurallar eklediği söylenebilir; kazan-kazan anlayışı, paylaşarak gelişme ve birlikte kalkınma gibi. Kuşak ve Yol anlayışının ülkelerin ezici çoğunluğu tarafından benimsendiği de her geçen gün daha iyi görülüyor.
2. Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimine dahil olan ülkelerin başında geliyor. Ankara-Pekin hattında Proje kapsamındaki ilişkilerimizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekte ikili ilişkilerimizde ne gibi değişiklikler bizi bekliyor?
Türk ve Çinli yetkililer iki ülke arasındaki ilişkilerden ve dostluktan başlarken söze Tarihi İpek Yolu ile başlarlar ve Türkiye-Çin dostluğunun o yıllara dayandığını söylerler. Gazeteci olarak izlediğim onlarca toplantıda bu ifadeleri dinledim. Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin İpek Yolu’nun canlandırılması ve çağın gerekliliklerine uyarlanması olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle, Türkiye bu inisiyatifin doğal katılımcısıdır, ki gerekli adımları atmıştır. İki ülkenin de birbirinden yararlanacağı alanlar var. Türkiye için ilk akla gelenler Çin’in ulaşım, telekomünikasyon, finans, enerji, 5G ve dijital ekonomi gibi alanlardaki deneyimleri oluyor. Ulaşım ve enerji koridorları ilk aşamadaki hedefler olabilir ve zamanla kültür ve turizm gibi içeriklerle zenginleştirilebilir. Bu listeyi uzatmak ve detaylandırmak mümkün. İkili ilişkilerde iki tarafın da faydalandığı parlak bir gelecek bizi bekliyor. Yeter ki, başta ABD olmak üzere Batı’nın yürüttüğü Çin karşıtı kampanyalara aldanmayalım ve bunu iç politika malzemesi yapmayalım.
3. Yaklaşık 18 yılınızı Çin’de geçirmiş bir gazetecisiniz. 2021 yılının temmuz ayında “Bilmediğimiz Çin” adlı bir kitap yayınladınız. Kitabınızda Çin’in siyasi ve toplumsal yapısıyla ilgili “doğru bilinen yanlışlara” değiniyorsunuz. Çin’e yönelik olumsuz algının Batı medyası kaynaklı olduğunu ifade ediyorsunuz. Kuşak ve Yol Girişimi’nin de aynı dertten mustarip olduğu söylenebilir mi?
Çin’e karşı Batı kampında bir olumsuz algı kampanyası yürütüldüğü çok açık. Buna maalesef manipüle edilmiş basın organları ve akademisyenler de katkı yapıyor. Çin karşıtı kampanyanın hedefinde de Kuşak ve Yol İnisiyatifi var. Başta ABD olmak üzere Batı bu inisiyatifi Çin’in hegemonya peşinde koştuğu veya ülkelere “borç tuzağı” kurmaya çalıştığı gibi yalanlarla karalamaya çalışıyor. Batı basınındaki ve akademi dünyasındaki algı üretme çalışmalarının baştaki hedefinin Çin olduğu çok açık. Mesela Ukrayna krizinin arkasındaki asıl hedefin Çin olduğu ortaya çıkıyor. Ukrayna ile Tayvan arasında benzerlik kurulmaya çalışılıyor. Yine medya ve akademisyenler üzerinden Tayvan statüsü çarpıtılıyor. Oysa ABD’de de dahil Çin ile diplomatik ilişki kuran ülkeler “Tek Çin” ilkesini, yani Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin tek yasal temsilcisi olduğunu kabul etmiştir. Ortak bildiriler imzalamıştır.
4. Son olarak, Kuşak ve Yol Girişimi ekonomik temelli bir proje olarak görülse de aslında bunun ötesinde olan uluslararası bir projedir. 10.yılını tamamlayacak olan bu projenin tüm dünyaya yaratacağı fırsatlara yönelik neler söylemek istersiniz?
Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin geniş kabul gördüğü bir dünyanın barış ve dostluk dünyası olacağı kesin. Ülkelerin ortak kalkınma ve ortak refahı yaşadıkları bir dünya olacaktır. Saldırganlık ve hegemonya peşindeki ülkelerin karşısına caydırıcı bir güç olarak dikilecek. Rotasındaki ülkeler arasında dostluk, iş birliği ve komşuluk ilişkilerini geliştirecek. Bölgesel barış projeleri hayata geçecek. Özetle, Çin dünyaya içinde bulunulan ciddi ortak sorunlardan birlikte kurtulmayı ve insanlığın ortak kader topluluğunun oluşturmayı önerdi, hem de egemenliklerini ve bağımsızlıklarını kaybetmeden.
Gazeteci Kâmil Erdoğdu
Yaklaşık 18 yıl Çin’de yaşayan Türk gazeteci Kâmil Erdoğdu, meslek hayatı boyunca Sabah, Yeni Yüzyıl, Aydınlık gibi gazeteler ile BBC Türkçe, Anadolu Ajansı, Deutsche Welle ve TRT gibi önemli kurumlarda çalışmıştır. CRI Türkçe’nin (China Radio International) Türkiye şubesinin Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmıştır. Erdoğdu’nun 2021 yılında yayınlanan “Bilmediğimiz Çin” isimli bir kitabı vardır.