Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Yunnan eyaletinin Anning kentinde düzenlenen onuncu Lancang-Mekong İşbirliği (LMC) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda mevkidaşlarıyla bir araya gelmiştir. Wang, tüm tarafların dayanışma ve işbirliği, açıklık ve kazan-kazan, yeşil ve inovasyon ile barış ve huzur unsurlarını barındıran LMC’nin iyileştirilmiş versiyonuna bağlı kalması gerektiğini vurgulamıştır.[i] Katılımcılar, çok taraflılığa bağlı kalma, serbest ticareti sürdürme, sınır ötesi suçlarla mücadele etme ve bölgesel barış, istikrar ve refahı korumak için ortaklaşa zorlukların üstesinden gelme konusundaki taahhütlerini teyit etmişlerdir.[ii]
Çin, Kamboçya, Laos, Myanmar, Tayland ve Vietnam ülkelerinden oluşan LMC, yalnızca bölgedeki derinleşen ve çeşitlenen bir işbirliği olmakla sınırlı kalmamış, aynı zamanda yıllar içerisinde kaydedilen gelişmelerle güvenlik, çevresel ve teknolojik alanlarda da varlık kazanarak daha kapsamlı, bölgesel barış ve kalkınmaya yönelik bir entegrasyon sürecini pekiştirmiştir. Altyapı alanındaki ortaklıkların ve gelişmelerin yanı sıra enerji ve teknoloji gibi stratejik sektörlere yapılan yatırımlar, bölgedeki ekonomik entegrasyonu da güçlendirmiştir. Sınır ötesi suçlara karşı yapılan işbirliği de bölgesel istikrar açısından oldukça önemlidir. Çünkü halkın güvenliği sağlanırken, toplumsal düzeyde uzun süreli bağlar da inşa edilmektedir.
Bu toplantı, Çin’in Güneydoğu Asya’da nasıl bir politika izlediğini, ekonomi, altyapı, enerji ve kültürel bağlar gibi unsurları kullanarak bölgedeki önceliklerini ve yöntemlerini nasıl şekillendireceğine dair planlarını açıkça ortaya koymuştur. 2016 yılında Çin’in öncülüğünde kurulan LMC, jeopolitik bir diplomasi aracı olarak da önemli rol üstlenmektedir. Çünkü Çin’in Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam’dan oluşan Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ile daha uzun sürede alabileceği kararları LMC aracılığıyla daha kısa ve kolay yollarla alabilmesi mümkün olmuştur. Wang Yi’nin toplantıda dile getirdiği “daha gelişmiş işbirliği”, “yeni enerji”, “dijital ekonomi” gibi başlıklar, aslında bölgesel gündemin önceliklerinin ASEAN ile olan sürece göre daha kolay ele alınabildiğini, daha hızlı aksiyona geçilebileceğini de göstermektedir.
ASEAN, ulusal elektrik şebekelerini tek bir bölgesel ağda birleştirmek ve büyük ölçekli sınır ötesi yenilenebilir enerji ticaretini mümkün kılmak amacıyla 1997 yılında ilk kez tasarlanmış ve resmi olarak ifade edilmiştir. Ancak yavaş politika uyumu ve parçalı ikili anlaşmalar nedeniyle ilerleme düzensiz olmuştur. Temelde konsensüs karar alma sürecine dayanan ASEAN’ın kurumsal modeli, karar alma süreçlerini yavaşlatmaktadır. Bu durum karşısında bazı ülkeler, belirli zorlukları ele almayı amaçlayan, daha küçük ve çıkarları uyumlu gruplar olan “minilateralizm”e yönelmiştir.[iii]
Karar alma süreci başta olmak üzere bölgesel diplomatik ve jeopolitik stratejilerin etkinliği açısından LMC’nin Çin için neden bu kadar önemli olduğu, kurulma amacı açıkça görülmektedir. Ayrıca LMC çerçevesinde “barış ve işbirliği” söylemlerinin sürekli vurgulanması da Çin’in “yumuşak güç” diplomasisini öne plana çıkarmaktadır. Özellikle altyapı, ticaret ve kalkınma yatırımlarından en fazla faydalanan Laos ve Kamboçya gibi ülkeler, Çin tarafından finanse edilen otoyol, köprü projeleri işbirliği sayesinde ekonomik kalkınmanın birer sembolü haline gelmişlerdir.
LMC, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) projelerini de desteklemektedir. Örneğin Kunming-Laos-Tayland hattı üzerinden geçen hızlı tren rotası, KYG’nin kara ve demiryolu koridorlarının Güneydoğu Asya ayağını oluşturmaktadır. Böylece KYG’nin lojistik ve ticari ağı, Mekong ülkeleri üzerinden de gelişmektedir. Ayrıca KYG’nin projeleriyle pekiştirilen işbirlikleri, aynı zamanda bölgede Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya gibi stratejik rakiplerine karşı bir denge unsuru oluşturmaktadır.
Çin’in küresel ölçekte sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeye yönelik vizyonunu ortaya koyduğu Küresel Kalkınma Girişimi (KKG), KYG ve LMC projelerinde birleştirici, tamamlayıcı rol üstlenmektedir. KYG küresel boyuttaki sürdürülebilir kalkınmanın altyapı ve yatırım boyutlarını oluştururken; LMC, bu kalkınmanın Güneydoğu Asya’daki uygulama alanlarının bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. Böylece LMC kapsamında gerçekleştirilen enerji, baraj, demiryolu ve dijital odaklı projeler hem KYG ile uyumlu ilerlemekte hem de KKG’nin kalkınma hedeflerine somut örnekler oluşturmaktadır. Çin ise bu sayede küresel kalkınma hedeflerini pekiştirirken, bölgesel nüfuzunu da güçlendirmektedir.
Sonuç olarak bu yıl onuncusu düzenlenen Lancang-Mekong İşbirliği Dışişleri Bakanları Toplantısı, Çin’in kalkınmaya yönelik geliştirdiği girişimlerin bir parçası olarak “yeni enerji”, “dijital ekonomi” ve “daha gelişmiş işbirliği” gibi başlıklarla küresel ve bölgesel girişimlerin birbirini nasıl tamamladığını göstermektedir. Bu başlıklar ise LMC, KYG ve KKG’nin kesişim noktalarını oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu toplantı, Çin’in kalkınma bağlamındaki söylemlerini farklı ölçütlerde geliştirerek çok katmanlı bir stratejiye dönüştürdüğünü göstermiştir. Ayrıca bu stratejiyle birlikte Çin, ASEAN’ın karar almadaki engellerinin önüne geçmiş, Mekong bölgesinde daha hızlı aksiyona geçebilme olanağı elde etmiştir.
Berra KIZILYAZI
[i] “Foreign ministers’ meeting calls for upgraded Lancang-Mekong cooperation”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202508/1341000.shtml, (Erişim Tarihi: 16.08.2025).
[ii] Aynı Yer.
[iii] “What’s Holding Back ASEAN on Renewable Energy?”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2025/07/whats-holding-back-asean-on-renewable-energy/, (Erişim Tarihi: 16.08.2025).