Kırgız bir uzman, Çin’in Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üye ülkelerine siyasi koşullar dayatmadan taahhütlerini yerine getirdiğini vurgulayarak, bu yaklaşımın karşılıklı güven, karşılıklı fayda, eşitlik, istişare, medeniyet çeşitliliğine saygı ve ortak kalkınmayı hedefleyen “Şanghay Ruhu”nu yansıttığını söyledi.
Çin, Şanghay İşbirliği Örgütü’nde (ŞİÖ) önemli bir rol oynamakta ve örgütün gelişiminde itici güç konumunda, dedi Kırgız uzman Igor Shestakov.
“Çin, ŞİÖ’nün gelişiminde kilit rol oynuyor ve rakamlar bunun açık göstergesi” diye konuştu Shestakov, Xinhua’ya verdiği röportajda.
Ocak-Temmuz 2025 döneminde, Çin’in diğer ŞİÖ üyeleriyle toplam ithalat ve ihracatı 2,11 trilyon yuan (yaklaşık 295 milyar ABD doları) seviyesine ulaşarak yıllık bazda yüzde 3 artış kaydetti. Yalnızca 2024 yılında, Çin’in ŞİÖ ülkeleriyle ticareti 3,65 trilyon yuan (yaklaşık 510 milyar ABD doları) oldu; bu rakam, örgütün kurulduğu döneme kıyasla 36,3 kat artış anlamına geliyor.
Çin’in sadece ticaret ve ekonomik işbirliğini genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda ŞİÖ ülkelerinin geliştirdiği altyapı projelerine de yatırım yaptığını belirten Shestakov, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) bu noktadaki önemine dikkat çekti.
Çin’in ŞİÖ ve BRI’yi geliştirme çabalarının birbirini tamamladığını belirten uzman, altyapı, enerji, dijital ekonomi, tarım ve çevre koruma gibi alanları kapsadığını ifade etti.
Shestakov, Çin’in siyasi koşul koymadan destek sağlamasının Şanghay Ruhu’nun en iyi yansıması olduğunu yineledi. Ayrıca, Çin’in Orta Asya ülkeleri için başlıca yatırım kaynaklarından biri olduğuna, ŞİÖ ülkelerinin ekonomik kalkınmasının Çin yatırımlarıyla yakından bağlantılı bulunduğuna dikkat çekti.
“Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu gibi büyük altyapı projeleri yeni ticaret yolları açıyor ve özellikle iç kaynakların yetersiz olduğu bir ortamda bölgenin kalkınmasına katkı sağlıyor,” dedi.
Shestakov, yatırım çekmenin yalnızca ŞİÖ içinde değil, aynı zamanda Küresel Güney’de de ulusal ekonomileri geliştirmenin en etkili yollarından biri olduğunu belirterek, Çin’in bu açıdan bir “model ve örnek” işlevi gördüğünü söyledi.
Ayrıca, Küresel Güney’in çok kutuplu bir dünya düzeni talebine dikkat çekerek, tıpkı ŞİÖ gibi, hiçbir devletin tek başına hakimiyet kurmasına karşı olduklarını ifade etti. “Bu, Küresel Güney ülkelerinin dayanışmasında çok önemli bir dönüm noktasıdır ve Çin bu süreçte kilit rol oynamaktadır.”