4-6 Temmuz 2025 tarihleri arasında Karakas’ta düzenlenen “Büyük Çin-Venezuela Fuarı: Muhteşem Bir Gelecek” başlıklı etkinlik, yalnızca iki ülke arasında ekonomik ve teknolojik işbirliğini pekiştirmekle kalmamış; aynı zamanda Venezuela’nın yapay zeka (YZ) alanındaki geleceği için de önemli bir dönüm noktası olmuştur.[i] Venezuela ile Çin arasında imzalanan YZ geliştirme konulu mutabakat zaptı, iki ülkenin stratejik işbirliğini bilim ve teknoloji alanında derinleştirme niyetini gözler önüne sermiştir. Ancak bu gelişme, sadece teknolojik değil, aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik boyutlarıyla da dikkatle değerlendirilmelidir.
Mutabakatın en dikkat çekici unsurlarından biri, Çin’in önde gelen teknoloji şirketlerinden iFlytek’in Venezuela’daki işbirliklerinde öncü rol üstlenecek olmasıdır. iFlytek, özellikle ses tanıma ve doğal dil işleme teknolojilerinde küresel ölçekte önemli bir konuma sahiptir. Bu şirketin Venezuela’da uygulanacak projelere liderlik etmesi, Latin Amerika ülkesi için büyük bir teknolojik sıçrama potansiyeli taşımaktadır. Anlaşma kapsamında iFlytek’in turizm, tarım, sağlık, eğitim, hidrokarbonlar ve telekomünikasyon gibi stratejik sektörlerde YZ çözümleri geliştireceği belirtilmektedir.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun ifadesiyle ülke, “yapay zekâ gelişiminin ön saflarına ön kapıdan giriş” yapma fırsatı elde etmektedir.[ii] Bu iddialı söylem, yalnızca teknik ilerlemeyi değil, aynı zamanda siyasi meşruiyet ve dış politika söylemi açısından da önemlidir. Maduro yönetimi, içeride ağır ekonomik kriz ve dış politikada izolasyonla mücadele ederken, Çin’le kurulan bu yüksek profilli işbirliği sayesinde uluslararası alanda teknoloji odaklı yeni bir meşruiyet inşasına girişmiş görünmektedir.
Her ne kadar bu işbirliği, Venezuela için bilimsel ve ekonomik kalkınma fırsatları sunsa da dikkat çeken bir durumu da beraberinde gelmektedir: dışa bağımlılığın artması. Özellikle yüksek teknoloji alanında altyapısı yeterince gelişmemiş ülkelerin doğrudan yabancı aktörlere bağlı olması, ulusal kapasite inşası açısından eleştiriye açıktır. Venezuela, YZ alanındaki yetkinliğini büyük ölçüde Çinli şirketlere devrederken, yerli insan kaynağının ve akademik altyapının nasıl geliştirileceği belirsizliğini korumaktadır. YZ, sadece algoritmalar ya da yazılımlar değil; aynı zamanda veriye erişim, veri güvenliği, etik standartlar ve siber egemenlik gibi karmaşık boyutlar içermektedir. Bu bağlamda Venezuela’nın dijital egemenliği, Çinli firmaların ağırlığı nedeniyle zayıflayabilir.
Çin’in bu tür işbirliklerine yönelmesinde yalnızca ekonomik değil, jeopolitik amaçlar da bulunmaktadır. Çin, 2000’li yılların başından itibaren Latin Amerika’da artan bir diplomatik ve ticari nüfuz elde etmektedir. Özellikle Venezuela gibi Batı’yla ilişkileri gergin olan ülkeler, Çin için “doğal ortaklar” haline gelmektedir. Bu ortaklıklar, yalnızca yatırım ya da kredi mekanizmalarıyla değil; teknoloji transferi, bilimsel işbirlikleri ve altyapı projeleri üzerinden de derinleştirilmektedir.
Çin’in Venezuela’ya yaptığı bu açılım, Pekin’in Latin Amerika’da daha fazla yer edinme stratejisinin bir parçasıdır. Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) rekabet bağlamında Çin, bölgedeki varlığını yalnızca ham madde ve enerji üzerinden değil, aynı zamanda YZ gibi ileri teknoloji alanları üzerinden pekiştirmektedir. iFlytek gibi şirketlerin Latin Amerika’daki varlığı, Çin’in “Yumuşak Güç” stratejisinin bir parçası olarak da okunabilir.
YZ mutabakatının yanı sıra Çin’le Venezuela arasında imzalanan Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması, bu stratejik ortaklığın çok boyutlu doğasını göstermektedir.[iii] Bu anlaşmayla bilgi ve teknoloji paylaşımının artırılması, yatırımların teşviki ve çevresel sürdürülebilirlik gibi konular da gündeme gelmiştir. Özellikle Çin’in Venezuela’ya su kaynaklarını korumaya yönelik malzeme bağışında bulunması, iki ülke arasındaki işbirliğinin insani ve çevresel boyutlarını da ortaya koymaktadır.
Burada dikkat çeken bir diğer unsur ise Çin Kalkınma Bankası’nın bu sürece olan desteğidir. Çin’in kalkınma bankaları, küresel ölçekte altyapı finansmanı ve teknoloji ihracatında kilit rol oynamaktadır. Çin’in bu finansal araçlar üzerinden Venezuela gibi ülkelere nüfuz etmesi, klasik diplomasiye ek olarak “kalkınma diplomasisi”ni devreye soktuğunu göstermektedir.
Anlaşmanın dikkat çekici yönlerinden biri, teknoloji transferini yalnızca ekipman ve yazılım ithalatı olarak değil, aynı zamanda yerel kapasite inşasına yönelik bilgi ve insan kaynağı gelişimiyle birlikte ele alması gerektiğidir. Venezuela’nın uzun süredir karşı karşıya olduğu beyin göçü ve akademik kaynak yetersizliği, bu tür anlaşmaların sadece dışarıdan “hazır teknoloji” alımıyla sınırlı kalması halinde derinleşebilir. Oysa anlaşma kapsamında ortak araştırma merkezleri kurulması, üniversiteler arası değişim programlarının teşvik edilmesi ve mesleki eğitim işbirliklerinin başlatılması, uzun vadeli kalkınma açısından daha sürdürülebilir sonuçlar doğurabilir. Çin’in bu alandaki yaklaşımı, başka ülkelerde olduğu gibi Venezuela’da da belirleyici olacaktır.
Anlaşmaya eşlik eden bir diğer önemli unsur ise Çin’in Venezuela’ya su kaynaklarının korunmasına yönelik bağışta bulunmasıdır. Bu, teknik işbirliğinin yalnızca ekonomik değil, çevresel sürdürülebilirlik boyutunu da içerdiğini göstermektedir. Venezuela, özellikle kırsal bölgelerde temiz suya erişim, atık yönetimi ve çevresel koruma alanlarında ciddi sorunlar yaşamaktadır. Çin’in bu konuda yapacağı katkılar, eğer yerel halkın ihtiyaçlarını gözeten, şeffaf ve sürdürülebilir projelere yönlendirilirse, Venezuela’nın Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine daha yakın bir noktaya gelmesine yardımcı olabilir.
Bu tür işbirlikleri Latin Amerika’da yeni bir bölgesel paradigma doğurabilir. YZ alanında Çin’le işbirliği yapan Venezuela, Brezilya, Arjantin veya Meksika gibi ülkelerle rekabet veya etkileşim içine girebilir. Eğer bu işbirliği, Venezuela’nın kendi yerli teknoloji ekosistemini kurmasına zemin hazırlarsa, o zaman gerçek anlamda bir “ortak gelişim”den söz edilebilir. Ancak süreç tamamen dış teknolojiye ve sermayeye bağımlı yürütülürse, bu durum “asimetrik bir teknoloji ilişkisi” olarak tarihe geçebilir.
Ali Caner İNCESU
[i] Fernández, Sleither. “China‑Venezuela Grand Expo Seals Alliance for Joint Development of Artificial Intelligence”, Guacamaya, guacamayave.com/en/china‑venezuela‑grand‑expo‑seals‑alliance‑for‑joint‑development‑of‑artificial‑intelligence/, (Erişim Tarihi: 20.07.2025).
[ii] Aynı yer.
[iii] Aynı yer.