2025 yılı, küresel ekonomide ticaret tarifeleri, yüksek maliyetler ve piyasa dalgalanmaları nedeniyle belirsizliklerle dolu bir dönem oldu. Ancak Çin ekonomisi, yılın ilk yarısında %5,3’lük büyüme oranıyla dikkat çekti ve küresel büyümeye %30 katkı sağladı. Bu dayanıklılık, kısa vadeli müdahalelerden ziyade uzun vadeli planlama ve stratejik düşünceye dayanıyor. Çin’in 14. Beş Yıllık Planı, yenilik odaklı ve kaliteli kalkınmayı önceliklendirerek ekonomisini iç ve dış şoklara karşı dirençli hale getirdi.
Çin’in başarısında sadece vizyon değil, uygulama gücü de öne çıkıyor. Yeni enerji, dijital altyapı ve sanayi dönüşümünde kaydedilen ilerlemeler, ekonomiye esnek ve sağlam bir temel kazandırdı. Uluslararası yatırımcılar, Çin’in uzun vadeli hedeflerinin yapay desteklerden daha etkili olduğuna inanıyor. İç talebi artırmaya yönelik adımlar sayesinde son dört yılda ortalama %5,5’lik büyüme sağlandı ve bu büyümenin %86’sı iç tüketimden kaynaklandı.
Yenilikçilik ve esnek politika uygulamaları, Çin’in dönüşüm sürecini başarıyla yönetmesine yardımcı oluyor. Elektrikli araçlar ve yapay zekâ gibi alanlardaki patent liderliği, Çin’in teknoloji üreticisi kimliğini pekiştiriyor. Düşük enflasyon ve gayrimenkul piyasasındaki zorluklara rağmen, Çin pazarı yabancı yatırımcılar için cazibesini koruyor. Açıklanan reformlar ve yabancı firmalara sunulan fırsatlar, Çin’i hem üretim hem tüketim hem de yenilik merkezi olarak öne çıkarıyor.
